KARA KIŞ

Soğuk hava iyiden iyiye kendini hissettirdi bana… İçim ürperiyor, hatta çok üşüyorum. Evimden çıkmış  bizim iki tarafı bodur ağaçlarla  döşeli yolda salınarak yürümek bile nefes almamı sağlayamamıştı. Düğümlenmişti boğazıma kelimeler. Konu komşuyu görsem merhaba diyecek halim yoktu. Ruhum simsiyahtı. Kışın suçu ne...

Tertemiz bir kızdı Nalan. Orta gelirli bir ailenin küçük kızı.Kasaba denecek bir yerde mutlu mesut yaşarlardı. Lise yıllarının sonuna doğru mahalleden tanıdığı, kimselerin sevmediği bir delikanlı gönlünü çalmıştı. Evlenmek istediler. Aile karşı çıktı. Komşular söyledi. "Bir baltaya sap olamamış sinirli, beceriksiz çocuk bu yapma,, dediler. Çok geçti oysa. Bebek bekliyorlardı. Aile istemeye istemeye gelin etti Nalan'ı… Yuvalarını kurdular, taş taş üstüne koymayan damat hazıra konmuş hoyrat hareketlerine devam ediyordu…

İkinci bebekte geldi. Nalan aslında usanmış, ailesi her şeyi farkında çaresiz kalmıştı… Abla da kariyerli biriyle  izdivaç yapmak üzereydi. Nişanları vardı, Nalan'ın kocası kıskanıyor "Gitme oraya ‘diyordu. Gidemedi Nalan… İşe yaramaz damat hastalandı. Tüm aile seferber oldu, iyileştirdi. Zaten çocuklarına da kayınpederi bakıyordu bu beceriksizin…

Lafı uzatmayacağım. Komplekslerine yenilen diğer damadı kıskanan Nalan' ın eşi sanılan o cellat, okul çıkışı torunlarını almaya gelen babayı  vurup eşini de iki kurşunla  kötürüm bıraktı.

NE YAPTIN SEN NALAN

Bazen bizlerin göremediğini yakın çevremiz görür ve uyarır. Dikkate almalıyız. Davul bile dengi dengine çalar. Her gün duyduğumuz üçüncü sayfa gazete haberlerinden  biri gibi gözükse de,  birinci dereceden yakınlarından  duyduğum bu olay ders olsun gençlere.

SELHAN ÖZDEMİR