DENİZ SEKİ, SİMGE, IŞIN KARACA VOKALİSTİMDİ

KADİR ÇETİN- Senin eski şarkıları ya da bu kataloğu birisi satın aldı mı?

YAŞAR- “İlk iki albüm hala aynı kişide. Plak yaptılar ondan sonra şarkılarda kendi kendine özel bir çalışma yapmadılar. Kendi kendine oldu her şey. Ben çok fazla sahne yaptığım için birçok mesleğe hitap etmeye başladım çok gelen giden oluyor. Yani yeniden moda oldu bazı şarkılarım gerçekten müthiş dinlemelere falan ulaştı biz de şaşırdık, organik dedikleri durum var ya sahiden organik bir yükseliş var, memnunum ben de. Yeni nesillere şarkı söylüyorum, şarkıların yaşları onların yaşlarından daha büyük.

KADİR ÇETİN- “Beni Koyup Gitme şarkın var. Atilla İlhan'ın Ağustos Çıkmazı şiirinden. Bir şiiri bu kadar güzel şarkı yapmak o duyguyu vermek gerçekten müthiş.”

YAŞAR- “Atilla İlhan'dan birkaç şiirim daha var, fakat bu hepsinden daha öne çıktı, öbürlerini bir türlü söyleme şansım olmuyor, yani sahnede şöyle oluyor; şimdi sahnenin belirli bir süresi var, kulaklarının belirli bir dinleme süresi var onun

üzerinde olduğu zaman kulaklarda şişiyor, enstrümanlarda şişiyor, müzisyenlerde hatta kullandığımız sistemde de yavaş yavaş seste bozukluklar oluyor, onun için optimum bir saati var bunun, diyelim ki iki saat, iki saate sığacak şarkı sayısı da 30 diyelim, ben bu 30 şarkıyı değiştiremiyorum, yeni şarkılar yaptığım zamanda onları repertuvara sokamıyorum, şöyle de oluyor; diyorlar ki biraz yeni bir şeyler istiyoruz senden, yeni bir şey yapıyoruz, bu kez nerede eskiler? Arada kalmış vaziyetteyiz.

KADİR ÇETİN- “Senin eskiler de, yeniler de bomba. Hepsi çok iyi tutuyor. İnsanlar onu söylemek için söylüyor bence. Bizim konser takvimi vardır NumberOne Türk Tv’de ve NumberOne Türk Fm'de yayınlanıyor, şu an da bakıyorum her hafta senin konserlerden haber var. İşte Yaşar şurada sahne alıyor, Yaşar burada sahne alıyor.

YAŞAR- “Her hafta var sahiden.”

KADİR ÇETİN- “Konserler de tam gaz devam ediyor.”

YAŞAR- “Son beş yıldır her hafta sonu sahneye çıktım, her hafta ama bazen iki bazen bir. Evden şikayet var, biraz da bize ayır, bir haftada çıkma! bir yere gidelim, bir tatil yapalım, bir şey yapalım. Öyle aile hayatı ve gece yapılan konserleri bir arada yürütmek çok zor. Müzisyen adam şikayetkar ve sitemkar bir adamdır. Şükretmesini bilmez, vallahi bak çok ciddi söylüyorum. Sor hepsi dert yanar bir şeyden, halbuki şükür demek lazım.”

KADİR ÇETİN- “Senin gibi zamansız şarkı yapan arkadaşlarımız bu tür şarkılarla gündemde olan arkadaşlarımız hem konserde yapmaya devam ediyor hem de üretmeye de devam ediyor. Şimdi geçtiğimiz senelerde bir tartışma başlamıştı, rap geldi tamamen pop gitti fakat şimdi görüyoruz ki bazı istatistikler bu dayatılmanın tam tersini sizin yaptığınız müziklerin ve yapmakta olduğunuz müziklerin daha da çok dinlenildiğini ama o belirli listelerden gizlendiği saklandığının ortaya çıkması dolayısıyla bir manipülasyon görüyor musun?

YAŞAR- “O listelerde bir manipülasyon var demektir, diyecektim. Ben görüyor muyum, görmüyor muyum? demiyim de ben de manipülasyon yapıldığını düşünüyorum çünkü o kadar milyon dinlenmiş olamaz diye düşünüyorum. Şimdi arabesk şarkılar var ya da başka şarkılardan alınmış örneklemeler var, onlarla beraber ortaya çıkan bir şey ama o kadar bu konuda bilgisizim ki; şimdi yanlış bir şey de söylemek istemiyorum, sadece kulağıma çalınıyor böyle yarışmalarda filan söylüyorlar o müzikle ilgili hiç bilgim yok iyi ya da kötü olduğuna dair bir şey söyleyemem o yüzden fakat benim dinleyebileceğim bir şey değil, bunu söyleyebilirim en azından manipülasyon konusunda da katılıyorum.”

KADİR ÇETİN –“Kuşlar, Gel benimle, Onbir Ay gibi şarkılar zamanın ötesinde bu kalıcılığın sırrı nedir?”

YAŞAR- “Hiçbir sırrı yok, insanların sevgisi, başka hiçbir şey değil yani olsa bir sırrı, ben o sırrı bile bile yeni şeyler yaparım.

KADİR ÇETİN- “Buika ile düet olmaz mı?”

YAŞAR- "Müthiş bir şarkıcı. Türkiye'ye de sık gelip gidiyor burada da çok seviliyor, keşke olsa yani bayılıyorum onun sesine ben biraz da yakın buldum seslerimizi.

KADİR ÇETİN- Bu arada seni çok iyi gördüm baya kilo vermişsin.

YAŞAR- Evet, yemiyorum. Küçücük bir ağız vermiş Allah, biz onların içine ne kadar büyük şeyleri sokmaya çalışıyoruz, ondan sonra sağlıksızlaşıyoruz. Yemiyorum. Geçen bir yerde söyledim acayip hoşlarına gitti, hadi burada da söyleyeyim; “nasıl zayıfladın?” dediler, “kebabı ekmeksiz yedim” dedim.

KADİR ÇETİN- “Bir Selamlık Yerdeyim” yeni albümünden bir şarkı. Biraz anlatabilir misin bu şarkıyı?”

YAŞAR- “Şarkımı anlatayım kısaca. Deniz şarkıları albümün ismi deniz şarkıları. Deniz Özçeliğin şarkıları demek aslında. Deniz Özçelik’de Onbir Ay’ı, Bela sevdan’ın ve Kumralım şarkılarının bestecisi aynı zamanda benim çocukluk arkadaşım, hala birlikte müzik yapıyoruz am uzaktan uzağa yani telefonun görüntülü aramasından oturup o şekilde müzik yapmaya çalışıyoruz o benim, ben onun şarkılarına bir şeyler eklemeye çalışıyorum. Bu da Bir Selamlık Yerdeyim ile çıktı gel bunu bir single yapalım derken üzerine eklendi, araya pandemi girdi, ülkede kötü şeyler yaşandı sonra bir baktık bir albüm olacak kadar şarkı toplanmış sonra dedim ki; Deniz bunu Deniz şarkıları adıyla çıkartalım ondan sonra üzerine biraz daha çalıştık ve bu albüm oluştu. üzücü kısmı benim için stüdyo meselesinin bitmiş olması. Biz stüdyoya giderdik sabahtan işe gider gibi simit ve çayla başlardık ondan sonra öğlen öğleden sonra kadar saatlerce sonra akşam onların mixiyle uğraşılır müzik orada yapılır neredeyse orada çaldırılır. Çok geç saat olurdu ve orada yatardık. Albüm yaparken benim stüdyoda yattığım zamanlar evde yattığım zamanlardan daha fazladır. Şimdi stüdyo meselesi bitti, bütün stüdyo sahipleri stüdyoları ya satıyorlar ya bozuyorlar ya da küçültüyorlar kötü demek istediğim kısmı buydu.”

KADİR ÇETİN- “Hangi şarkın senin için dönüm noktasıydı?”

YAŞAR- “Divaneydi. Benim çıkış şarkımda oydu ve albüm yapmaya karar verdiğim şarkımda. Uzun süre oturduğum yerden eve yemek söylerken Yaşar dediğim zaman hangi yaşar divane Yaşar diyordum. Lakabımda olmuştu, zaman geçtikten sonra Kuşlar Yaşar olduk sonra Kumralım Yaşar çünkü soyadım zor ya bir şeyler koymak istiyorlar önüne.”

KADİR ÇETİN- “Yaşar çok genç, hiç değişmiyor, bunu neye borçlu?”

KADİR ÇETİN- “Yaşar çok genç, hiç değişmiyor, bunu neye borçlu?”

YAŞAR- “Kaç Yaşımda olduğumu söylemeyeyim o zaman. Sağ olsunlar, nazar değmesin. Dediğim gibi genetik, özel bir şey yapmıyorum.”

KADİR ÇETİN- “Yaşar abinin en çok sevdiği klibi Sevda Sinemalarda.”

YAŞAR- “En sevdiğim değil en aklımda kalan şarkı çünkü o klipte omzum kırıldı. Ben yönetmenim filmi çekiyorum film bitiyor vizyona giriyor, hep birlikte izliyoruz oyuncularla. Öyle bir bitiş sahnesi var o bitiş sahnesinde galaya gidiyorum ya güzel giyiniyorum, ayağıma da bir smokin ayakkabısı giydim ve yeni giymişim altı tamamen kaygan, merdivenden inerken bir düştüm, baya yuvarlandım, ayağa kalktım iyi gibiyim sonra omzum ağrıdı dedim çekerim napacağız. O sahnede omzum benim kırık şekilde çekildi. Yüzüm gülüyor ama elimi tutarak o klibi seyredenler bilir, içinde çok fazla şey olan bir klip, o yüzden iyi ve kötü hatıralarıyla en unutulmaz klibimdi.”

KADİR ÇETİN- “Beni Koyup Gitme” şarkısının hikayesi var mı?”

YAŞAR- “Beni koyup gitme” şarkısını yaptığım zamanlar çok eskiydi. Atilla İlhan hayattaydı o zamanlar. Ondan izin almak gerekiyordu, ben çocuğun kendisini görmeden izin vermem demiş, iyi ki de öyle demiş, onun sayesinde tanışabildim ve o efsane kitabını imzalattım. Sarı kağıt baya eski içerisinde Ağustos Çıkmaz’ı şiirinin olduğu sayfa imzalıdır ve tam biz bunun klibini yapmaya çalıştığımız zaman Atilla İlhan’ı kaybettik ve durdurduk. Biz şöyle düşünmesinler diye onun üzerinden prim yapıyor gibi düşünmesinler diye baya beklettik hazır bir klibi. Bu tip üzücü durumlarda bunun üzerinden prim yapma meselesinden iğreniyorum. Şu an da öyle bir program var, söylemek istemiyorum anlamıştır insanlar ne dediğimi. Benim için çok kötü bir şey, ben o programı gördüğümde çeviriyorum ama içimden de onu yapanlara kötü dua okuyorum.”

KADİR ÇETİN- “Şarkı yazarken yaşanmışlık mı, hayal gücü mü daha ağır basar bestecilerde?”

YAŞAR- “Hayal gücü.”

KADİR ÇETİN- “Kişisel yazdığın bir şarkı var mı?”

YAŞAR- “Birden çok var: Masal, Sebepsiz Fırtına, kişisel değil ama sanki benim için yazılmış gibi olan Beni Koyup Gitme var. çok kişisel aldım ben onu. Benim üniversite zamanlarımda Atilla İlhan şiirleri olmasaydı çok zor günler yaşardım, destek alıp sırtımı dayadığım şeylerdi.”

KADİR ÇETİN- “Tiktok kullanıyor musun?”

YAŞAR- “Tiktokum var, onu da sosyal medyacım ilgileniyor ben bizzat ilgili olarak kullanmıyorum, kullanmayı da bilmiyorum.”

KADİR ÇETİN- “Konserlerde en çok hangi şarkının hep birlikte bir ağızdan söylenmesi seni duygulandırıyor?”

YAŞAR- “Acıtmıyor sevdan. Şarkı girdikten sonra susuyorum hiç şarkıya girmiyorum, söylemiyorum tek kelime bile. Önce onlardan dinliyorum, acayip bir duygu.”

KADİR ÇETİN- “Sesinle ilgili bir çalışma, antrenman yapıyor musun?

YAŞAR- “Sessizlik, antrenman, iyi uyumak, bol bol su içmek dışında bir şey yapmıyorum. Ses antrenmanları yapmıyorum hiç Bir de okumadan önce boğazımı pastille yumuşatırım.”

KADİR ÇETİN- “Genç müzisyenlerle düet yapmayı düşünüyor musunuz, Böyle bir proje olabilir mi?

YAŞAR- “Olabilir niye olmasın bakmak lazım.”

KADİR ÇETİN- “Dizi sektörüne neden girmedin.?”

YAŞAR- “Ne alakam var ki benim dizi sektörüyle, oyuncu değilim bir şey değilim. Oyunculuk bir kere en başta ezber isteyen bir şey, diğer konular bambaşka zaten konuşmuyorum bile. Ezberim iyi değildir oradan kaybederim.”

KADİR ÇETİN- “şarkıcı Ege ile düet neden olmadı?”

YAŞAR- “Olacaktı, Ege şarkılarımı yapayım dedi iki sene geçti yapmadı. Şarkıyı da seçtik fakat olmadı.”

KADİR ÇETİN- “Yanında çalıştığın bir vokalistin ünlü olduğu oldu mu?”

YAŞAR- “Sayalım: 1.deniz seki, 2. Işın karaca, 3. Simge

KADİR ÇETİN- “Aşk acısı çekmeden şarkı yazılmaz derler katılıyor musun?”YAŞAR- “Şarkı yazarken o aşk acısının içinde olman gerekmez hayal gücüyle de o yaşadığın anlara dönebilirsin, tabii ki büyük bir şarkı dinlediğinizde o an da duygulanıyorsunuz. Sizin için bir sürü hatırası var, bunların hepsi birleşerek bir yere geliyor o yüzden aşk acısını şu an da çekmem lazım değil ama bir şarkıyı yazabilmem için bir zamanlarda çektiğim doğru.”

KADİR ÇETİN- “Eşin hayattaki en büyük destekçin en büyük yardımcın en büyük hayat arkadaşın olabilir mi?”

YAŞAR- “Müzikal konuda değil ama tabii ki diğer konularda her zaman destek oluyoruz birbirimize,öyle söyleyeyim. Kendisi psikolog, kendi dalı apayrı, ben de onun yaptığı işe herhangi bir katkıda bulunamıyorum.

KADİR ÇETİN- “ Hayatının bir filmi çekilse hangi oyuncunun seni canlandırmasını isterdin?”

YAŞAR- “Tom Hanks” müthiş bir oyuncu. Bambaşkadır benim için.”

--------------

BU İŞ HER YİĞİDİN HARCI DEĞİL

Türk televizyonlarının sevilen ekran yüzü, sunucu ve medya profesyoneli Didem Delen, geçtiğimiz sezon Beyaz TV’nin reyting rekortmeni “Söylemezsem Olmaz” programındaki çıkışıyla adından bir kez daha söz ettirdi. Ekranlardaki doğal tavrı, hanımefendi kişiliği ve dobra duruşuyla milyonların gönlünde taht kuran Delen, medya sektörünün perde arkasına dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Yeni sezon öncesi hem televizyon hem dijital platformlarda yayınlanacak yepyeni projeleriyle döneceğini müjdeleyen Didem Delen, "Bu kez daha samimi, daha bilgi içerikli, daha derin ama eğlenceli bir yayın anlayışıyla izleyici karşısında olacağım" diyerek heyecan yarattı.

Didem Delen, medya sektörüne dair düşüncelerini ve gelecek projelerini, “Haber Caddesi”nden Alper Ergez’e dobra dobra anlattı.

 “MEDYADA ARTIK EMPATİ, VİCDAN VE ZEKÂ OLMADAN OLMAZ!”

Yıllardır ekranlarda olan deneyimli sunucu, sektöre dair şu net cümleleri kurdu: “Her gün sabahın erken saatinde hem iyi görünüp hem canlı yayın yapmak kolay değil. Bu iş, her yiğidin harcı değil! Medya artık temizlenmeli; medya tetikçiliği, iftira ve linç kültürü ile değil, onurla ve ahlakla yapılmalı.”

MAGAZİNDEN SİYASİ İLETİŞİME UZANAN BİR DÖNÜŞÜM

Medya kariyerinde güçlü bir evrilme sürecine giren Delen, sadece magazinle sınırlı kalmıyor. Giderek artan bir şekilde aktüel, toplumsal ve siyasi konulara yöneliyor.

“Güncel meseleleri konuşmak, topluma ışık tutmak, bu dönemde daha da önemli hale geldi. Artık yalnızca ‘konuşan’ değil, ‘yol gösteren’ bir içerik üreticisi olmak istiyorum.” diyen Delen, yeni sezonda hem ekranda hem podcast platformlarında kendi formatlarını yayınlamaya hazırlanıyor.

SUNUCULUKTAN OYUNCULUĞA, EKRANIN ÇOK YÖNLÜ İSMİ

Sadri Alışık Konservatuvarı mezunu olan Didem Delen, ekran önü tecrübesine ek olarak oyunculuk geçmişiyle de dikkat çekiyor.

“Sunuculukta kendinizsiniz. Oyunculukta ise bir karakter. İkisi arasında hassas bir denge var. Ama rol içime sinerse, yeniden setlerde olabilirim.”

SOSYAL MEDYADA DA GÜÇLÜ DURUŞ

Instagram’da geniş ve sadık bir takipçi kitlesine sahip olan Delen, influencer kalıplarından uzak ama etkili bir dijital varlık sergiliyor.

“Gizemin çekiciliğine inanıyorum. Her anını paylaşanlardan değilim. Ama sevgiyle bağlı, bana gerçekten inanan bir kitleyle iletişimdeyim. Onlara çok şey borçluyum.”